Anılar

  • Anılar

    Que sera sera

    En sevdiğim şairlerin ikincisidir Özdemir Asaf. Özdemir Asaf ; “ dört büyük anneli , 14 teyzeli, dört dayılı bir ailenin erkek çocuğu olmam, iki kız kardeşle yaşamam , 12 yıl yatılı okula gitmem ve erken yaşta babamı kaybetmem” Ve eklemiş: “insanlar , insanların içinde, insana hasret yaşarlar” Ah Özdemir Asaf ah insanların içinde insana hasret yaşamanın arkasında bir çok şey var ama ben bu yazıda hepsinden bahsedemeyeceğim. Camın önünde oturmuş dışarıyı seyrediyorum yoldan geçen insanlara bakıyorum yolda yürüsem de aynı his olurdu diye düşünüyorum Ben ve diğerleri duvarımı alıp çıkıyorum sanki dışarı , ben oradayım onlar orada ama birbirimize karışamıyoruz . bir türlü çocukluğumdan beri giremedim o balona. Koskoca okul…

  • Anılar

    içimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı

    Bende hiç tükenmez bir hayat vardıKırlara yayılan ilkbahar gibiKalbim hiç durmadan hızla çarpardıGöğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyimBazı beni seven bir göğüsteyimKah el üstündeydim, kah hapisteydimHer yere sokulan bir rüzgar gibi Aşkım iki günlük iptilalardıHayatım tükenmez maceralardıİçimde binlerce istekler vardıBir şair, yahut bir hükümdar gibi Hissedince sana vurulduğumuAnladım ne kadar yorulduğumuSakinleştiğimi, durulduğumuDenize dökülen bir pınar gibi Şimdi şiir bence senin yüzündürŞimdi benim tahtım senin dizindirSevgilim, saadet ikimizindirGöklerden gelen bir yadigar gibi Sözün şiirlerin mükemmelidirSenden başkasını seven delidirYüzün çiçeklerin en güzelidirGözlerin bilinmez bir diyar gibi Başını göğsüme sakla sevgilimGüzel saçlarında dolaşsın elimBir gün ağlayalım, bir gün gülelimSevişen yaramaz çocuklar gibi s. Ali

  • Anılar

    dar alanlar daralanlar

    Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! N.F.K

  • Anılar

    Bu dünya konuşsaydı acaba ne derdi?

    Suların su borularında donduğu karlı , soğuk bir mart günü doğmuşum. Dört gün erken gelmiş olsaydım annemle aynı gün doğmuş , balık burcu bir çocuk olacak iken 22 Mart sabahını tercih etmişim .. Çok genç yaşta anne , anane ve hatta büyük anane yaptığım için ailemde kıymetli bir çocuktum. Çünkü hala hayatta olan dördüncü kuşağın ilk bebeğiydim. Ananemin ilk torunu olarak hep el üstünde tutulacak onun gözünde benden sonra doğan diğer kuzenlerime olan yaklaşımından bunu fark edecektim. Bunun neticesinde biraz da şımaracaktım. 1999 yılının sonuna kadar Ispartanın bahçelievler mahallesinde gecekondudan bozma dededen kalma bir evde yaşadık. Elektriği sık kesilen , soğuk kireç kokusunun hiç gitmediği doksanlı yılların eviydi. Oldukça fakir…

  • Anılar

    karantina- 5

    havale mi geçiriyordum acaba .. havale geçirenler böyle mi olur havale geçiren biriyle yakın zamanda oturup sohbet etmek hiçte fena olmazdı. bu odaya nasıl geldiğime dair çok az şey hatırlıyorum .. -5 numaraya alacaksınız..! geceye dair hatırladığım nadir diyaloglardan odamdaki seyahate hoş geldiniz … sürekli dert yandığımız her fırsatta sitem ettiğimiz bu hayatı sürdürmekteki çabamız ve ısrarımız neden tam olarak neyin peşinde ve nelerin etkisindeyiz hiç düşündünüz mü .. saatler sabahın 5 ini gösterdiği bir gece ateşle uyandığınız bir an da ne demek istediğimi anlayacaksınız .. zihnimin ibadethanesi bu kez yalnız değil … geceye övgü yazılır mı şimdi , şimdi herkes uykuda bir hemşire çağırsam oda uyumuştur. insan her zaman…

  • Anılar

    Filmin muhteşem finali

    Yorgunum.. masada üç gündür duran papatya çayından bir yudum aldım soğuk , bayat ama papatya işte üç gündür masa etrafında yaşıyorum.masanın dağınıklığı kendi içinde bir düzen oluşturmuş.kafamdaki karmaşayı masaya yatırmaya çalışıyorum. toparlayamıyorum aklımı. toparlayamadıkça zaman kaybediyorum.sonra kaybettiğim zamanı düşünüyorum. Bir kaç haftadır olan biteni anlamlandırmaya çalışıyorum anlamlandırıp karar vermeye.? Masanın bir kenarı yatağa dayanmış üzerinde kitaplar kağıtlar bir dergi , kol saati , kalemlik ve başıboş duran kalemler.. borçlar listesi … ilkokulda tutumluluk kolunun başkanıydım. 27 yaşındayım ve hala aybaşını denk getiremiyorum.. Cümlelerden bir labirent inşa ediyorum yine . Asıl anlatmak istediklerim bunlar değil ..Utangaç , mahcup , Özlem dolu , öfkeli notlar bırakıp ayrılıyorum odamdan ..   Yarım kalmış bahar şenliği…

  • Anılar

    canım ananem Gülsüm Hanıma

    Etraftan geçen arabaların farları gözüme çarpıyor ve beynimi uyuşturan bir etki gönderiyordu.Düşünceler düşüncelerin peşinden geçip gidiyor bense arasından yakalayabildiğimin üzerine yoğunlaşıyordum.O an sanki bedenim yokmuş sadece beynimin içindekiler varmış gibiydi. Soğuk havalar kendini iyiden iyiye belli etmişti.son baharın sonları kalmamıştı.Bir mevsimin avucunudaydık.Sahilde kendi halimde yürüyordum. Havada is kokusu vardı.hala bazı evlerden çocukluğum tütüyordu sanki.Ve işte o koku beni evimizin arka odasındaki kömür sobasının içinde kül süzdüğümüz yere patatesleri koymamıza, maşanın üzerine dilim ekmekler dizmemize, narenciye kabuklarını sobanın üstünde yakıp evi tatlı ekşi bir kokuya boğmaya kadar götürüyordu. Tüterdi bazen soba, annem sonra tülleri yıkardı.Üstünede çamaşırlık asılırdı soba borusunun.çıtır çıtır olurdu o yeni yıkananlar.biz banyodan çıkmadan önce, annem pijamalarımızı sobanın arka…

  • Anılar

    DERT

    Büyük babaannem Petek Hanım bundan 16 yıl önce yanımda vefat etti. Son günlerini kaderin cilvesi olsa gerek beraber geçirmiştik. Çalışkan çenesi kuvvetli dedikoduya bayılan bir kadın , birazda huysuzdu.Bir zorunlu yaşlılık muhtaçlığı yanında şahsi bir derdi de yok idi.Ben ise yerini her daim yadırgayan üstelik karanlıktan korkan bir çocuklukta o uyumadan asla uyumazdım.İstisnasız her gece “Allah’ım aklımızı-uykumuzu alma” sözleriyle zikir çektiğine şahit olurdum.Sokak lambası hizasındaki penceresinden öylece “Eh..Petek..” le başlayan dertlenmelerini hatırlıyorum. Benimle değil , evinin önüyle , ölüp giden komşularıyla bazen eşşek arabasıyla .. Son anları ne hüzünlüydü… 9-10 yaşlarından bu yana iflah olmaz bir gözlemciyim.Bu yüzden gözümün görüp kulağımın duyduğu her şey benim için bir tespit vesilesi.Ve İstisnasız…

  • Anılar

    TUHAF

    Tuhaf  Olması gereken gibi değil yani.Ama her şeye rağmen bir şekilde ‘var’ Orada bir kenarda sadece yüzünü o yana çevirince ya da eşeleyince ortaya çıkan tarzda da değil üstelik.Bütün o acayipliğine aldırmadan , kendine has bahaneleriyle kuşanmış, gururlu bir eda önümüzde dikiliyor.İlgimizi de çekiyor.Ne güzel ne de çirkin sayılır sıradan bir yüzü ufak tefek bir bedeni var.. Zihnim böyle şeylerle dolu bir tuhafiye dükkanı gibi.Ama hangisinden başlayacağımı bilmiyorum.Bir doğlu esnafım çünkü günün sonunda.Dükkanım var ama bir vitrinim yok.Frenk tüccarları gibi en kıymetli malı camekanda herkese teşhir etmeyi öğretmemişler bize.Aksine en nadide parçalar var içeride.Girsen de bulamazsın.Tezgahın altına sakladım sardım sarmaladım.Kıymetini bilecek birileri gelecek ki çıkartayım.Mutlu olmak için yaşıyoruz.Geri kalan her…

  • Anılar

    Vücudun zayıf düştü, Her şeyi anlamanın ve yeniden her şeyi hatırlamanın ve her şeyi gereğinden fazla anlamanın ve tekrar tekrar hatırlamanın yorgunluğu sardı her yanını. Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ? …..