Anılar

.

Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp, bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. 

Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bir an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik, yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum. 

Uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum. 

Uyumalıyım.

Hayatımın parçalarını nasıl bir araya getirebileceğim konusunda en küçük bir fikrim bile yok. 

Nerden başlamalı ki?  Başı ve sonu iç içe geçmiş bir hikayede ortaya çıkacağı anı karıştırmış bir kahraman gibiyim. 

Nerede ortaya çıksam yanlış karedeyim. Kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum.  En azından tüm bunları hissettiğini.  Belki de böyle bir beklenti benimkisi. 

Çünkü bunları sana asla söylemeyeceğim. 

Asla söyleyemeyeceğim.

Oysa o kadar dilimin ucundalar ki… Rüzgar esse düşecekmiş gibi, gözlerime baksan, giderken başını bir kez geriye çevirsen, ağzımdan dökülüverecek kadar dilimin ucunda. 

Uzunca susuşlarım, ağzımı bile açmadan öylece kalakalıp, bakışlarımı kaçırışım hep bundan. 

Burada hava her geçen gün biraz daha soğuyor.  Zaman diyorum, biraz daha zaman. 

Dilimin ucundaki kelimeler bu kış da donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler. 

Biraz zaman diyorum. 

Kalbimin bir yanı sıcak kalabilirse bu kış, bir delilik daha yapacağım. 

Ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim. 

Çiçekler bir açmaya görsün, bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim…

Aslında seni çok özledim…

T TUFAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir