Sabah sohbeti
Uyanık kalmak zorunda olduğum erken saatler.. Gözlerime sanki kum Serpiyorlar da ben açmaya zorlanıyordum.. Baktığım telefon ekranı gözümün beyaz kısımlarında belirmeye başlayınca ince kırmızı damarlari iyiden iyiye hissettme başladım.. Uyanık kalmalı ve bir şeyler yapmalıydım.internette bir şeyler okuyup bir sayfadan diğerine bakarken bir cümleye denk geldim
Yalnızlığını tek kelimeyle anlat !
Yanıtlara baktım, Yalnızlığını en vurucu ya da yaratıcı yazan kişiler birbirini gördükçe yalnız olmadıklarını hissediyorlardı bence.. paylaştıkça azalıyor havası var sayfada. Kimi huzur , olduramamak, hüzün, bağımlılık, kimi basiretsizlik , alışkanlık gibi tanımlamalar yapmış hep bir melankoli var yanıtlarda .. “insan yalnız kalınca özüne dönüyor deniliyorsa insanın Özü melankoli mi yüklü “ Yazmış biri..
Yalnızlık neden insanların korktuğu bir şey? , yalnızlık nedir? , niçin korkulmalı ? ya da neden yalnız olunmamalı ? ihtiyaç mıdır? yalnız kalırsan en fazla ne olur ? hiç yalnız kalmazsan nasıl biri olursun? Kafamın içi yine tuhafiyeci dükkanı gibi ..soru çok eksiği bile var …
Uzun uzun sayfalarca yazabilirim ve saatlerce anlatabilirim ya da belki bir bakışla tek bir cümleyle ifade edebilirim… Kimine göre çoklukta yokluk kimine göreyse yoklukta çokluktur bu yalnızlık… Annesizlik, babasızlık , üşümektir belki de ya da beklemek. Ya da sessizliktir.. Şimdilerde olduğu gibi yalnızlık her zaman aynı duyguları hissettirmiyor…Belki süresi ile ilgili de olabilir sorun , eğer sorunsa.. Mesela yıllarca yalnızlık hisseden yalnız yaşayan birinin yalnızlık hissiyle kısa süredir yalnızlık hisseden kişinin tanımı farklıdır… Eskiden yalnızlık bana çok uzak olmayan gölgesinde serinlediğim bir kelime, içi akşamüstü serinliğiyle dolu bir histi.. Yalnızlık Uzun uzun yazılacakken bir başlık ve tek kelimeyle sayfalar dolusu yazmışsın gibi bence.. adıyla müsemma soyut bir his..
Türlü türlü insan var etrafımda ne kadar insan varsa o kadar karakter var ama insan veyahut ben , neden özüne yalnız olduğunda döner .. Anlamıyorum.. sanırım yalnızlıktan Anladığım şu , hiç yalnız kalmaz ya da yalnızlık hissetmezsen kendinle tanışamaz özünü bilemezsin.. Alkışlanacak tespit oldu değil mi.. İsa Poyraz’ım ben olacak o kadar.
Birkaç yalnızlık tanımlamasına bakıyorum
cesare pavese “ İnsan hiçbir zaman büsbütün yalnız değildir dünyada en kötü durumda bir çocuğu bir delikanlıyı ve zamanla olgun bir adamı yani kendisinin eski bir halini bulur yanında” demiş.
Zülfü Livaneli “ yalnız insan merdivendir , hiç bir yere ulaşamayan” demiş
kankam charles bukowski “ çok şey istemiyordum hayattan, sadece yalnız bırakılmak“ demiş .
Wirginia woolf “ Sevmek , insanı yalnızlaştırıyor “demiş.
Bazen fikir olarak Topluluklarda yalnızlaşıyoruz, Bazen aşkta bazen dost zannettiklerimizde , hepimiz mutlaka tadıyoruz bir şekilde. Ama her zaman acı ve yorucu bir şey mi emin değilim.. Bazen insanlar yalnız kalırsa bir şeylerle yüzleşmek zorunda kalmaktan korktukları için mi kalabaliklarda diye düşünüyorum ya da ölmeyi bekliyorlar da zaman mı geçiriyorlar öylesine. Bakıyorum etrafa insanlarda tüketecek ne çok nefes ne bol zaman varmış diyorum.. hiç mi kendilerini merak etmiyorlar gibi düşüncelerde geçiyor aklımdan.. Ama sonra diyorum ki zaman öyle bir zaman ki insanlar derinlik değil değişiklik arıyor.. Ben kendime çay demlemek , gözlerime kitap okumak, ruhuma nota yüklemek , umut ekmek , üretmek , ibadet etmek , kafamda büyüttüklerimi küçültmek için yalnızlık alanı için mesai harcıyorum. Yalnız kalmaya çalışıyorum .. Kalabalıktaki yalnızlığımdan da hoşlanıyorum , yalnızlığımda ki kalabalıktan da..
Radyodaki şarkı:
Akıyormuş zaman ben ittirmesemde gülümsersem sana gülecek misin sen de ..