• Anılar

    .

    Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp, bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı.  Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bir an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik, yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum.  Uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum.  Uyumalıyım. Hayatımın parçalarını nasıl bir araya getirebileceğim konusunda en küçük bir fikrim bile yok.  Nerden başlamalı ki?  Başı ve sonu iç içe geçmiş bir hikayede ortaya çıkacağı anı karıştırmış bir kahraman gibiyim.  Nerede ortaya çıksam yanlış karedeyim. Kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum.  En azından tüm bunları hissettiğini.  Belki de böyle bir beklenti benimkisi.  Çünkü bunları sana asla…

  • Anılar

    Kaybeden hesabı öder

    Bazı geceler , uyku tutmayan huzursuz düşünceler olur , birde zihnimde oradan oraya dolaşırken beni uykumdan uyandıran. Hazır kimsenin başı belada değilken Arabada biraz kestireyim demiştim , birden bire aklıma sabah eve geçerken çiçek ekmek alma fikri beni uyutmadı. kreşte devamlı çiçek ekmekle yerdik yemeklerimizi. en çokta haşlanmış sosis içindeyken severdim çiçek ekmeği .Çık aklımdan çiçek ekmek ! Çıkmadı .Sabahtan akşama kadar ne yapıyorsunuz ? Ben kendime katlanıyorum .. şu yer yüzünde , sağırlar , körler ya da deliler varken siz kendinize nasıl katlanıyorsunuz. Sahi nedir bende ki bu hal , söndü mü yoksa içimdeki büyük yangın , dışarıya vuran bir alametim kalmamış gibi. Ayakta eskimişim sanki. Hayattayım şüphe yok…

  • Anılar

    Que sera sera

    En sevdiğim şairlerin ikincisidir Özdemir Asaf. Özdemir Asaf ; “ dört büyük anneli , 14 teyzeli, dört dayılı bir ailenin erkek çocuğu olmam, iki kız kardeşle yaşamam , 12 yıl yatılı okula gitmem ve erken yaşta babamı kaybetmem” Ve eklemiş: “insanlar , insanların içinde, insana hasret yaşarlar” Ah Özdemir Asaf ah insanların içinde insana hasret yaşamanın arkasında bir çok şey var ama ben bu yazıda hepsinden bahsedemeyeceğim. Camın önünde oturmuş dışarıyı seyrediyorum yoldan geçen insanlara bakıyorum yolda yürüsem de aynı his olurdu diye düşünüyorum Ben ve diğerleri duvarımı alıp çıkıyorum sanki dışarı , ben oradayım onlar orada ama birbirimize karışamıyoruz . bir türlü çocukluğumdan beri giremedim o balona. Koskoca okul…

  • Anılar

    içimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı

    Bende hiç tükenmez bir hayat vardıKırlara yayılan ilkbahar gibiKalbim hiç durmadan hızla çarpardıGöğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyimBazı beni seven bir göğüsteyimKah el üstündeydim, kah hapisteydimHer yere sokulan bir rüzgar gibi Aşkım iki günlük iptilalardıHayatım tükenmez maceralardıİçimde binlerce istekler vardıBir şair, yahut bir hükümdar gibi Hissedince sana vurulduğumuAnladım ne kadar yorulduğumuSakinleştiğimi, durulduğumuDenize dökülen bir pınar gibi Şimdi şiir bence senin yüzündürŞimdi benim tahtım senin dizindirSevgilim, saadet ikimizindirGöklerden gelen bir yadigar gibi Sözün şiirlerin mükemmelidirSenden başkasını seven delidirYüzün çiçeklerin en güzelidirGözlerin bilinmez bir diyar gibi Başını göğsüme sakla sevgilimGüzel saçlarında dolaşsın elimBir gün ağlayalım, bir gün gülelimSevişen yaramaz çocuklar gibi s. Ali

  • Anılar

    dar alanlar daralanlar

    Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! N.F.K

  • Anılar

    Bu dünya konuşsaydı acaba ne derdi?

    Suların su borularında donduğu karlı , soğuk bir mart günü doğmuşum. Dört gün erken gelmiş olsaydım annemle aynı gün doğmuş , balık burcu bir çocuk olacak iken 22 Mart sabahını tercih etmişim .. Çok genç yaşta anne , anane ve hatta büyük anane yaptığım için ailemde kıymetli bir çocuktum. Çünkü hala hayatta olan dördüncü kuşağın ilk bebeğiydim. Ananemin ilk torunu olarak hep el üstünde tutulacak onun gözünde benden sonra doğan diğer kuzenlerime olan yaklaşımından bunu fark edecektim. Bunun neticesinde biraz da şımaracaktım. 1999 yılının sonuna kadar Ispartanın bahçelievler mahallesinde gecekondudan bozma dededen kalma bir evde yaşadık. Elektriği sık kesilen , soğuk kireç kokusunun hiç gitmediği doksanlı yılların eviydi. Oldukça fakir…

  • Dar Alanlar Daralanlar

    : : : : : :

    Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda. Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum. Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor.Bir gürültülü yaşama gidiyor dünya boşalan bir deniz gibi.Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu. Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önüme. Alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar. Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda.İnsanların koşup dolduğu bu dar yapılarda.Bir kısır döngüye girmek için bütün bu çabalar. Biz bunun için mi geldik. E Bayazıt

  • GÖZLEM,  GÜNLÜK

    Pazartesi

    Uyandıktan sonra birkaç kez sağıma ve soluma döndüm.gözlerimi hızla kapattım. perdeden sızan ışık hiç yaşlanmamış; ama ben her sabah dünyayı çağrılmış olmaktan bitkin düşmüştüm.sıkça yaptığım gibi kendimi ikiye ayırdım, bir yanım öbürünü kalkmak için ikna ederken öteki yanım biraz daha yatakta kalmak için diğerine mızmızlanıp durdu.birkaç kez daha döndüm, yorgan bacaklarıma dolandı , sonra vücudumdan sıyrılıp bir kenara kaydı.emeklemeye çalışan bir çocuk gibi yüzüstü döndüm,bir süre de öyle bekledim.ışık, kirlendikçe desenleri değişen küçük ülkemi tamamıyla ele geçirmişti artık.kalktım.Halsiz kalktım. ellerimi beline koyup odanın ortasında rastgele birkaç adım attım. ben bütün rüyalarım ve bütün uykumla birlikte sabaha teslim olmuştum. günaydın dünya. musluğu sola çevirerek açtım ve sıcak su gelinceye kadar aynada…

  • GÖZLEM,  GÜNLÜK

    Bir gün hepimiz arkadaşlarımızla son kez saklambaç oynadık ve kimse bunu fark etmedi

    Çocuktuk bir zamanlar. En son ne zaman saklambaç oynadığımızı unuttuk. O akşam oldu, ertesi gün büyüdük. Hepimiz taşındık mahallelerden. Kimimiz başka okula gittik, kimimiz şehir değiştirdi. Belki de bu dünyadan göç ettik. Ve sen hâlâ çocuksun…🎈 Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp…